Archive for 2014

Lagarfljótsormur Efsanesi


Lagarfljótsormur, İzlanda sularında yaşadığı iddia edilen fakat varlığı bilimsel olarak kanıtlanmamış bir efsanevi yaratık. (Bu yaratıkların listesi için tıklayınız)

Efsaneye göre 1300'lü yıllarda İzlanda'nın Lagarfljót Gölü yakınlarında yaşayan bir anne, kızına altın bir yüzük verir. Küçük kız annesine bu yüzüğün bereketini nasıl arttırabileceğini sorar. Annesi de ona yakaladığı bir yılanın altında duracak şekilde bir sandıkta saklaması gerektiğini söyler. Kız bunu uygular fakat ters giden bir şey vardır. Yılan gün geçtikçe büyümeye başlar ve sandığa sığmayacak boyuta ulaşmaya başlar. Büyük bir korku yaşayan kız, sandığı panik içinde olduğu gibi göle atar. Gölde büyümeye devam eden yılanımsı yaratık, etrafa zehir saçarak şehirde terör estiren bir efsanevi yaratık haline gelir.

O günden bu yana bu yaratığın hala hayatta olduğuna inanılıyor. Hatta bu efsanevi yaratığı yakın zamanda çıplak gözle gördüğünü iddia edenler de oluyormuş.  Şubat 2012'de çekilen şöyle bir videoda görülebildiği gibi.

İzlandalıların turizm amaçlı uydurduğu bir Van Gölü Canavarı hamlesi midir, değil midir, karar vermek size kalmış. Gerçekçi olup devasa bir kürek balığı olarak yorumlamak gerekse de insanın aklı efsanelere kaymıyor değil. :)


Konu ile alakalı bir belgesel bölümü de mevcut.





Hafızanın Boşlukları Arasında... (Entre les Trous de la Memoire)


6-7 yaşındayım... Annem elimden tutmuş, okula götürüyor beni. Pisido'ya uğruyoruz. Gün henüz ağarmamış, içerisi karanlık. Poğaça istediğimizde "Çıktı mı bir aşağıya bakayım" diye yanıt alıyoruz. Beklemeye geçmişken kafamı kaldırıyorum ve bir tablo görüyorum. Ağzım açık, tabloyu izlemeye koyuluyorum. Bir şey anladığım yok, sadece hayranlıkla bakıyorum. Saydam vücutlu kadınlar ilgimi çekiyor. Sonra duvardaki eğik asılmış çerçeveye gözüm kayıyor. Sonra yanan kitapların dumanını izliyorum. Aa tüten duman şimdi de gemiden çıkıyor. "Entre les Trous de la Memoire"nin içerisindeyim, merhaba!





(Elimdeki en yüksek çözünürlüklü haline buradan ulaşılabilir)

"Entre les Trous de la Memoire" ile tanışmam işte tam böyle oluyor. Anlamı "Hafızanın Boşlukları Arasında" olan bu tablo İsviçreli ressam Dominique Appia'nın oldukça ünlü bir eseri. 20 seneye yakın zaman geçti, hala acaba bir detay yakalar mıyım diye tabloyu incelerim.



Tabloyla ilgili izlenimlerime gelecek olursak;

Tabloyla ilgili en çok ilgimi çeken detay, zemindeki çökmeden dolayı her sene biraz daha eğilen Pisa Kule'sini içeren fotoğraf çerçevesinin eğik asılmış olması. Buradaki mesaj çok açık. Hiçbir şey mükemmel değildir ve kişinin/nesnelerin kusurları onları sevmemize engel değildir, yeter ki sevmek isteyelim.

Tabloda yer alan kadınların (bana göre ikisi de aynı kişi) cinsel organlarının bir kısmının saydam olması da bir başka detay. Bu detay, kadınların sadece cinsel obje olarak görülmesine bir tepki olabilir.

Yanan kitaplar direkt Fahrenheit 451'i getiriyor aklıma. Kitabı okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaktır.

Kitapların bir kısmı yanarken hala okumaya devam eden kadın burada çok önemli. O kapının ardında görünen gemi ve içeri dolan su onun hayal gücü. O deniz suyu süzüle süzüle gelip o kitap yangınını söndürecek!
(Bu arada gemideki logonun ne olduğunu çok merak ediyorum)

Yorumlamakta en zorlandığım kısım ayakta duran kadını izleyen adam figürü. Geçmişinden biri olduğunu varsayıyorum en fazla. Sürekli onu izliyor, peşini bırakmıyor. Kadın ise odanın bir kısmını hayal gücünün yardımı ile doldurup seyre dalmış. Belki de elinde tuttuğu kitap o odadaki hayalleri kurmasına yardımcı oldu.

Bu tablo ile ilgili yazıya dökebildiğim düşüncelerim böyle. Her baktığımda bir şeyler yakalamaya çalışıyorum, çoğu zaman başarıyorum da.


Seneler önce bu tablonun puzzle'ını bulup büyük bir zevkle yapmıştım. Çerçeveletip duvara astığımda sürekli düzeltmeme rağmen eğri durduğunu farkettim. Bu durum beni sürekli gülümsetir.






Çözünürlük çok yüksek olmadığı için tabloda çizilmiş kütüphanedeki kitapların isimlerinin çoğu okunmuyor. Okuyabildiklerimi şöyle listeledim.
-"Decameron"
-"Symboles" isimli bir kitap (Ansiklopedi tarzı bir şey olduğunu zannediyorum)
-"En Habit de Cheval" isimli bir kitap

Dominique Appia'nın torununun dedesiyle ilgili bilgiler verdiği blog sayfasına da şuradan ulaşılabilir.


Popular Post

- Copyright © Raven Bey -Metrominimalist- Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan -